İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ
KÜLTÜRÜ
Vatandaşları arasında her alanda fırsat eşitliğini sağlama gayreti içerisinde olan ülkeler, sağlıklı nesiller yetiştirme ve de mevcut insan ve iş gücünde kayıplar yaşamama adına iş sağlığı ve güvenliği için çeşitli prosedürler geliştirirler ve bunları belirledikleri planlar çerçevesinde gerçekleştirirler.
Türkiye’de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 2014 yılında yayınladığı “Avrupa Birliği’nde İş Sağlığı Ve Güvenliği” isimli dokümanında¹ da açıkça görüldüğü gibi, birliğin bütün üyelerinin iş sağlığı ve güvenliği alanında ciddi çalışmalar yaptığı ve bunları realize ettikleri görülmeye değer bir gerçektir. Gelişmiş ülkeler olarak nitelediğimiz² Almanya, Fransa, İtalya’nın yanında Polonya gibi ileri gelişmekte olan ülkelerin de bu İSG (İş Sağlığı ve Güvenliği) normlarını kabul ettikleri ve uyguladıkları görülmektedir.
İSG’nin her alanında devletin bütün disiplinlerine yaygınlaştırılmaya çalışılan bilgi, kaide, prosedür, norm, kural, yönetmelik ve yasa maddeleri sayesinde; toplum geneline doğru içselleştirilecek bir kültür ister istemez oluşmaya başlayacaktır. Özellikle bizim gibi orta doğu kültürü ile yetişmiş ülkeler için bu kazanımların meydana getirilmesi uzun zaman alabilir. Çeşitli bilim insanlarının tespitlerine³ ve de yaşadığımız çevrede yaptığımız gözlemlerimize dayanarak şunu net olarak diyebiliriz ki; kader anlayışı edinirken kazanılan yanlış bilgi ve buna istinaden oluşan inanışları değiştirmek, resmi makamlar eliyle alınacak tedbirler ve çizilen kurallar çerçevesinde sistematik olarak gerçekleşebilir.
20.06.2012’de kabul edilen İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile ülkemizde İSG kültürü adına olumlu dönüşümün hızlanacağı ümidi taşımıştık. Bu kanunun yörüngesinde bir devlet geleneği oluşması, toplum geneline yayılması ve bir kültür haline gelmesi için İSG hizmeti veren bakanlık birimleri, eğitim kurumları, uzmanlar ve diğer bütün İSG çalışanları olarak topyekün olağanüstü gayret gösterdik. Ancak çeşitli ekonomik kaygılar, işverenler tarafındaki olumsuz tutumlar, firmaların İSG hizmeti alma zorunluluklarının sürekli tehir edilmesi ve sonrasında gittikçe güç yitiren ve bozulan olumlu hava tablosu ile pratikte uyguma zorluğu yaşanmaya başlanmıştır.
Tekrardan ve topyekün bir mücadele ruhu ile İSG kültürünün toplumun bütün kılcallarına kadar işleneceği konusunda hiçbir şüphe taşımamaktayız. Çünkü halihazırda yaşadığımız ve etkilerinin yıllar boyu süreceğini düşündüğümüz Kahramanmaraş ve çevresindeki 9 ili kapsayan deprem felaketi ile her bir yurttaşımızda zoraki olarak İSG bilinci oluşmak zorunda kalacaktır. Elbette ki bu bilinç sonucunda bir kültür meydana gelecek, bütün dünyada Türk tipi İSG tedbirleri konuşulmaya başlanacaktır.
Ümit AYDOĞAN
A Sınıfı İş Güvenliği
Uzmanı
