Ülkemizde iş sağlığı ve güvenliği hizmeti; henüz iş
sağlığı ve güvenliğine dair bir yasa yokken, 1971 yılında çıkarılan 1475 Sayılı
İş Kanunu’ndaki bazı maddelerle verilmeye çalışılıyordu. 2003 yılında çıkarılan
4857 Sayılı İş Kanunu’nda, iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili hükümler biraz
daha genişletilerek yer aldı.
Buna göre İş Kanunu kapsamına giren bütün işyerlerinde,
iş sağlığı ve güvenliği hizmeti çerçevesinde, risk değerlendirmesi yapılması
zorunlu olmaya başladı.
30.6.2012 tarihinde çıkarılan ve Resmi Gazete’de
yayımlanan 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası (İSG)’yla birlikte, bu
hizmet, çalışma hayatında daha da yaygınlık kazandı.
Özel sektör ve kamu kurumları ayırımı yapılmadan bütün
işyerlerinin bu yasa kapsamına girmesiyle birlikte (İstisnaî kişi ve kuruluşlar
hariç) İSG, önem arz eden bir alan haline geldi.
Yasanın yürürlüğe girmesiyle birlikte, piyasada bu
paralelde iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi ve diğer sağlığı personeli (işyeri
hemşiresi) ihtiyacı da artmaya başladı.
Bu nedenle, iş güvenliği uzmanı ihtiyacının karşılanabilmesi
amacıyla, üniversitelerde önlisans ve lisans düzeyinde bölümlerin açılmasında
artış görülmesinin yanı sıra;
mühendislik-mimarlık, teknik eğitim fakülteleriyle, fizik, kimya ve
biyoloji bölüm mezunlarının; ÖSYM tarafından yapılacak sınavı kazanmaları
şartıyla, iş güvenliği uzmanı olabileceklerine dair mevzuat çıkarıldı.
Hemen belirtelim ki; söz konusu sınava girebilmek için de
(İSG Bölüm mezunları da dahil) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın özel
eğitim kurumları vasıtasıyla verdiği 220 saatlik İSG Temel Eğitimi Programına
katılmak gerekiyor.
İşyerlerinde, İSG hizmetlerinin daha da etkin olması
için; iş yerlerinin, bakanlık tarafından iş sağlığı ve güvenliği yönünden,
rutin olarak ya da gerektiğinde, teftişe tabi tutulmaları gerekir. İSG
Profesyonellerinin genelde arzusu da bu yöndedir.
Çünkü teftişler yapılmadığından ya da bakanlığın bu
yöndeki müeyyidesi zayıf kaldığında, işverenlerinve çalışanların nazarında İSG,
önemini yitiriyor.
Zaten ülkemizde iş güvenliği kültürünün, maalesef,
yaygınlık kazanmamış olması. büyük bir dezavantaj olarak karşımızda
durmaktadır.
İSG hizmetinin alınması ve İSG Yönetim Sistemlerinin
uygulanması durumu, işyeri ya da organizasyona birçok faydalar da sağlar.
İş sağlığı ve güvenliği hizmeti alan firmalarda, elbette
iş kazaları ve meslek hastalıklarında azalma görülmekte ve çalışanlar,
kendilerini daha güvende ve huzurlu hissetmektedirler.
Yeter ki, 6331 Sayılı İSG Yasası’nın uygulanmasında; bakanlık, işverenler ve çalışanlar üçlü yapısında herkes üzerine düşen görevleri eksiksiz yapsın.
A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı - İSG Eğitmeni